-
Destek
Şüphe veya forumunuzla ilgili sorunlar? Sessiz! Servis, yardım alabileceğiniz çok sayıda rehber resmi bir destek forumuna sahiptir.
Destek
Şüphe veya forumunuzla ilgili sorunlar? Sessiz! Servis, yardım alabileceğiniz çok sayıda rehber resmi bir destek forumuna sahiptir.
-
Tema
Forumunuzu anında oluşturun. Yüzlerce tema hazır.
Tema
Forumunuzu anında oluşturun. Yüzlerce tema hazır.
-
Arama Motorları
Forumlarımız tüm büyük arama motorlarında üst sıralarda yer almakta ve günlük binlerce ziyaret almaktadır.
Arama Motorları
Forumlarımız tüm büyük arama motorlarında üst sıralarda yer almakta ve günlük binlerce ziyaret almaktadır.
-
Mobil
Mobilden kolay erişim imkanı sağlıyoruz.
Mobil
Mobilden kolay erişim imkanı sağlıyoruz.
-
teknoloji dağımlılığı nedir?
Forum: Yardım Bölümü - Yorumlar (2)isimsiz 04-18-2018, 11:55 AMTeknoloji bağımlılığı nedir?
Teknolojinin insan hayatına getirdiği sayısız faydalar var. Ancak kişinin teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz ve sınırsız kullanması çok ciddi zararlara sebep olabilir. İnternet ve teknoloji bağımlılığı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlanmaktadır.
Teknoloji bağımlılığının belirtileri- Yalnızca birkaç dakika diyerek saatler harcamak.
- Çevrenizdekilere ekran karşısında geçirdiğiniz zaman hakkında yalan söylemek.
- Uzun süre bilgisayar kullanmaktan dolayı fiziksel sorunlardan şikâyet etmek.
- Anonim bir kişiliğe bürünmek, insanlarla internet üzerinden konuşmayı yüz yüze konuşmaya tercih etmek.
- İnternete girmek için yemek öğünlerinden, derslerden ya da randevulardan ödün vermek.
- Bilgisayarınızın başında çok fazla zaman geçirdiğiniz için suçluluk duyuyorken bir yandan da büyük bir zevk almak ve bu iki duygular arasında gidip gelmek.
- Bilgisayarınızdan uzak kaldığınız zaman gergin ve boşluktaymış gibi hissetmek.
- Gece geç saatlere kadar bilgisayar başında kalmak.
Fiziksel şikâyetler- Gözlerde yanma
- Boyun kaslarında ağrı ve sertleşme
- Beden duruşunda bozukluk
- Elde uyuşukluk
- Halsizlik
- Akademik başarıda düşüş
- Kişisel, aile ve okul sorunları
- Zamanı idare etmede başarısızlık
- Uyku bozuklukları
- Yemek yememe
- Aktivitelerde azalma
- İnternet arkadaşları dışında izolasyon
- Günlük internet kullanım saatlerini değiştirin.
- Haftalık internet kullanımı çizelgeleri hazırlayıp, uyulmasını sağlayın.
- Destek grupları ya da aile terapisi gibi yöntemleri hayata geçirin.
- Yapmayı isteyip de fırsat bulamadığı faaliyetleri bir deftere yazmasını sağlayın, internet kullanmak için yoğun istek duyduğunda yazdıklarından birini yapmasını isteyin.
2 yaşından küçük çocukların internet, tv ya da bilgisayarla karşılaşması uygun değildir. Okul öncesi yaş grubu için günde 30 dakikayı geçmeyecek şekilde internet kullanımı yeterlidir. İlköğretimin ilk 4 yılında ödev haricinde oyun ve eğlence için günlük 45 dakika zaman ayrılmalıdır. Sonraki yıllarda hafta sonu daha esnek olmakla birlikte günde 1 saat kullanım uygundur. Lise çağında da günlük 2 saat yeterlidir
Kaynak
https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/teknoloji-bagimliligi - Yalnızca birkaç dakika diyerek saatler harcamak.
-
NESİLLER AYRILIYOR: X, Y ve Z NESİLLERİ
Forum: Paylaşmışlar - Yorumlar (2)Zeynep 04-18-2018, 09:46 AMDünya genelinde genç kuşaklar X, Y, Z kuşakları olarak adlandırılıyor. X kuşağı yeniliklere adapte olmaya çalışırken, bir yandan sabırla iş hayatlarında kademe atlıyor; Y kuşağı iş hayatında hemen yönetici olmayı, para harcamak için çalışmayı tercih ediyor, kendi görüşlerinden asla vazgeçmiyor; Z kuşağı ise artık sokakta birdirbir oynamıyor, ipad’leriyle sosyalleşiyor…
Farklı nesillerin iş yaşamına, teknolojiye ve hatta hayata uyum sağlamaları değişiklik göstermektedir. Burada matematik denklemlerini çağrıştıran X, Y, Z nesillerinin özelliklerinden bahsederken, özellikle günümüz Gezi olaylarıyla ön plana çıkan Y neslini anlamaya çalışacağız.
X nesli, 1965-1979 arası doğanlara denir. Bu durumda en yaşlısı 48, en genci 34 yaşındadır. X nesli kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor [1]. İş yaşamlarında çalışma saatlerine uyumlu olup iş motivasyonları yüksektir. Belirli çalışma süresinden sonra kademe atlayabileceklerine inanırlar ve sabırlıdırlar. Daha çok yaşamak için çalışırlar. Ayrıca, bu nesil, bir takım icatlara, buluşlara şahitlik etmiştir. Dünyaya gözlerini merdaneli çamaşır makinesi, transistörlü radyo, kaset çalar ve pikapla açan X nesli sakinleri pek çok dönüşüm yaşamıştır. Özellikle, teknoloji açısından düşünüldüğünde, bilgisayar sistemlerinin dönüşümü ve buna bağlı değişen iş yapış şekillerine adapte olmaya çalışmışlardır. Ülkemizin %22’sini oluştururlar [2].
Y nesli, 1980-1999 arası doğanlardır. Y neslinin en yaşlısı 33, en genci ise 14 yaşındadır. Kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği nesil özelliği taşırlar. Çünkü onlar bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine düşkünler ve iş yaşamlarında da farklılar. Belirlenen mesai saatleri arasında çalışmayı sevmiyorlar. Bu yüzden, iş saatinden ziyade işe odaklanmaları gerekiyor. Bu durumda onları işin bir parçası haline getirmek önemlidir. X nesline göre Y neslinin örgütsel bağlılıkları azdır ve çok fazla iş değiştirdikleri de söyleniyor [3]. Bir an önce yönetici olmak ya da kendi işlerini kurmak istiyorlar. Onlar, iş hayatını sadece yaşamlarını sürdürebilmek için değil, daha rahat para harcamak için istiyorlar. Y nesli, çok farklı kişisel özellikler taşımakta ve özellikle üniversitelerden yeni mezun olanları kapsamaktadır. Y neslinin uyumsuz olduğu, kendisinden farklı düşünenleri acımasızca eleştiri yağmuruna tuttuğu da bir gerçek. Bu durum aşırı bireyci olmasından ve otorite tanımamasından kaynaklanıyor. Bu nesil kural tanımıyor. Ülkemizin %35’ini oluşturdukları söyleniyor. Yani 27 milyon genç [2].
Z nesli, 2000 yılı ve sonrası doğanlara denir. En büyüğü 13 yaşındadır. İnternet ve mobil teknolojileri kullanmayı seviyorlar. Günümüzde yaygın olan akıllı telefonlar, ipad’ler ya da tablet bilgisayarlar ile her alanda aktifler. Özellikle internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih ediyorlar. Diğer nesillerden farklı olarak, internet ve teknoloji ile doğdukları tabir edilir. Ülkemizin %17’sini oluşturuyorlar [2]. Oyuncak yerine ipad’lerle oynarlar ve teknoloji ile birlikte büyürler. Bu yüzden de çabuk tüketen bir nesildir. Fakat internet ile fazla haşır neşir olduklarından aynı anda birden fazla konu ile ilgilenebilme yeteneklerinin gelişeceği tahmin ediliyor [1]. Söz konusu bu yetenek aynı zamanda Y neslinde de yaygın olarak görülüyor ve bu tek bir konuya odaklanmaya göre daha pratik olabilir. Bunun en iyi örneklerinden bir tanesine geçenlerde düzenlenen bir konferansta şahit oldum. Konuşmacı konuşmasını yaparken çoğunluğu Y nesli üniversite öğrencisi olan dinleyicilerden kimisi eş zamanlı olarak konferansın Twitter sayfasında yorumlarda bulunuyor, kimisi ipad’i ile sahnenin resmini çekip Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda paylaşıyordu. Tabi bunlarla meşgul olurken konuşmayı da dinliyorlardı. Aynı anda dinleme, yorum yapma, resim, video vs. yayınlama/paylaşma yeteneği harika bir şey olsa gerek… Fakat kendisi konuşurken yüzüne bakmadığını düşünen X sakinleri bunu “saygısızlık” olarak da nitelendirebiliyor. Zaten tehlike ya da uyuşmazlıklar da bu noktada söz konusu oluyor. Bu tür uyuşmazlıklara özellikle “eğitim” alanında çok sık rastlıyoruz ki birazdan bu konuyu ayrıca ele alacağız.
Nesillere 1965 ile başladık. Peki, daha önceki tarihler hangi nesli ifade ediyor?
1946-1964 yıllarında doğanlar “baby boomer” olarak adlandırılıyor. “Baby boom” bir Kuzey Amerikan-İngiliz terimidir. Özellikle Amerika’da II. Dünya savaşının bitiminde başlayıp 1960 yılı başlarına kadar süren, yıllık doğum hızında büyük artış anlamına geliyor. Amerika’da bu dönemde gelişen ekonomiye de paralel olarak 78.2 milyon kişi doğmuş ve 1955, doğum artış hızının tepe yaptığı yıldır. Bu olay, “baby boom”, bu dönemde doğanlar da “baby boomer” olarak adlandırılıyor [4]. Şu anda baby boomer neslinin en yaşlısı 68 yaşında, en genci ise 49 yaşındadır. Bu nesil teknolojiden uzaktır, diğer bir deyişle teknolojiyi benimseyememiştir. Teknoloji yaygın olmadığı için çoğu zaman işlerini kendi kendilerine yapmak zorunda kalmış, üretmişlerdir. Bunun yanında, iş sadakatleri yüksektir. Diğer kuşaklardan farklı olarak, iş yaşamları için “çalışmak için yaşamışlardır” ifadesi kullanılabilir. Ayrıca bu nesil için “önce çocuklarına daha sonra ise anne ve babalarına baktılar” ifadesi de kullanılmaktadır [5]. Sadakatlilik ve kanaatkârlık duyguları oldukça yüksektir. Ülkemizin %19’unu oluşturuyorlar [2].
“Daha öncesi yok mu?” diyenler olabilir. Genel olarak nesiller yukarıda bahsettiğimiz şekilde dörde ayrılıyor. Söz konusu yıllardan önce doğanlara ise “sessiz kuşak” diyoruz. Sessiz kuşak, 1927-1945 döneminde doğanlar olarak anılır ki; onlar babaannelerimiz, dedelerimizdir. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’deki Cumhuriyet kuşağıdır. Ülkemizin yalnızca %7’sini oluşturuyorlar [2].
Günümüzde Y nesli
Y neslini diğer nesillerden kırılma noktası olarak ele aldığımızda, gerçekten iyi anlamak gerekiyor. Genellikle bu neslin ayrı özellikleri olduğundan habersiz olan popülasyon yaygın olduğundan günümüzde dünya pek çok uyuşmazlık ya da çatışmalara sahne oluyor. Şimdi Y neslinin ön plana çıkan özelliklerini maddeler şeklinde tekrar sıraladığımızda bazı olaylar fotoğraf kareleri şeklinde beynimizde canlanacak.- Bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine düşkünler.
- Otoriteyi sevmiyorlar.
- Kendilerine kurallar koyulmasından hoşlanmazlar.
- İş yaşamlarında kurallara ve mesai saatlerine göre çalışmayı sevmiyorlar. Buna rahatlıkla karşı çıkabiliyor, çok fazla iş değiştirebiliyorlar.
- Otorite sevmediklerinden bir an önce müdür olmak ya da kendi işlerinin patronu olmak istiyorlar.
- Farklı görüşlerin kendilerine dayatılmasına karşı çıkarlar.
- Farklı görüştekileri acımasızca eleştirebilirler.
- Kendi görüşlerine karşı olan eylemler gündeme geldiğinde hiç düşünmeden direnişe geçerler.
- Direnişleri uğruna ölümü dahi göze alırlar ve istedikleri olana kadar direnmekten vazgeçmezler.
- Onlar için gruplaşma ve akranlarına kendini kabul ettirme önemli olduğundan, sosyal gruplara katılma ve birlikte hareket etme önemlidir.
- Sosyal medyayı etkin kullanırlar ve görüşlerini rahatlıkla dile getirmekten çekinmezler.
- Bir olay karşısında eylemde bulunacakları zaman birliktelik kurmak için sosyal ağları ciddi bir araç olarak kullanırlar ve oradan yapılan çağrıları sorgusuzca kabul ederler.
Anlaşmazlık nereden kaynaklanıyor?
Konunun uzmanları pek çok konuşma ve yazılarıyla Y nesli çatışmalarının kaynağını açıklıyor. Evet, yanlış okumadınız, söz konusu kuşaklar üzerinde çalışan uzmanlarımız da mevcut. Evrim Kuran, 2001’den bu yana kuşaklar üzerinde çalışan uzmanlarımızdan birisi. Bir söyleşisinde şöyle diyor [2]:
“Y kuşağını iki harfle özetlerim: “BD”. Yani “bullshit detector” (Saçmalık dedektörü). Y kuşağı, kafasına uymayan, saçma durum gördüğünde dayanamıyor, kaynamaya başlıyor. Cumhurbaşkanı olmuş, başbakan olmuş, öğretmeni, genel müdürü hiç fark etmiyor, hemen tepki veriyor. Çünkü bu kuşağın temel değerlerinden biri; adalet duygusu…”
Diğer taraftan Y kuşağı için akranları ve aileleri çok önemlidir. Akranları tarafından kabul görme özelliği yüzünden çok çabuk bir araya gelebiliyorlar. Bunun en büyük yansımasını sosyal medyada gördük. Gezi olayları ile ilgili pek çok bir araya gelme imkânlarını bu mecradan yarattılar. Ayrıca bu kuşağın aileleri çocuklarına çok düşkünler. Bu yüzden onların istekleri söz konusu olduğunda çok çabuk onların seviyesine inebiliyor, sorunlarını halledebiliyorlar. Aileler yeri geldiğinde Y nesli için birer kanka, arkadaş olabiliyor. Yine ailelerin bir araya gelip Gezi Parkı’nda çocuklarını korudukları ve onları desteklediklerini gördük, izledik ki; ailelerin Y nesli çocuklarını ne kadar desteklediklerine verilebilecek en iyi örneklerden bir tanesidir.
Günümüzde Y nesli yanlış değerlendiriyor; tembel, disiplinsiz, prensipsiz oldukları söyleniyor hatta apolitik olmakla suçlanıyor. Hâlbuki Y nesli farklı bakış açılarına sahip. İşte anlaşmazlık da buradan kaynaklanıyor. Y neslinin özelliklerine devam edecek olursak; inançları uğruna sonuna kadar savaşırlar. Bunu yaparken ise direnmek yerine eğlenirler. Akranlarıyla bir araya gelerek kendi doğrularını kabul ettirmeye çalışmaktan zevk duyarlar, tadını çıkartırlar. Özgüvenleri yüksektir. Hele ki ailelerinden onay olarak bunu yapmaları onları doruk noktasına çıkartıyor, kendilerini daha da özgür hissediyorlar.
Toplumda görülen “ötekileştirme” yaklaşımına Y nesli katılmıyor ve bunun yanlış olduğunu düşünüyor. Y nesli ötekileştirmek bir yana, eş cinsel, muhafazakâr ya da herhangi birisi olsun birbirine eş tutuyor, kendi neslinden herhangi birisi ile aynı ortamda bulunabiliyor, birlikte direniyor. Bu kuşak her şeyin sahici olmasını istiyor [5].
Sonuç olarak, toplumun bu gençlerin dilini öğrenmesi gerekiyor! Onları anlaması, yanlış değerlendirmemesi gerekiyor! Örneğin, Gezi olaylarıyla onlar birer halk ayaklanması yarattıklarını düşünmüyorlar, aksine binlerce insanın birlikte iletişim kurabildiklerini, birlikte bir bağ oluşturabildiklerini düşünüyorlar. Toplum tarafından yanlış anlaşılmalarına daha iyi örnek ne olabilir ki!
Eğitim camiasında Y nesli
Eğitim camiasında özellikle üniversitelerdeki durumları ele alacağız. Çünkü Y nesli çoğunlukla üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Üniversitelerdeki öğretim elemanları ise çoğunlukla X ve Baby boomer nesillerinden ki, tehlike burada başlıyor!
Y neslinin genellikle dersleri dinlemeyen, tembel öğrencilerden oluştuğu zannediliyor. Hâlbuki IQ seviyeleri oldukça yüksek. Onlar aynı anda birden fazla iş yapmaya o kadar alışkınlar ki, derslerde de farklı şeylerle meşgul olmak istiyorlar. Örneğin, herhangi bir cep telefonu uygulaması veya internette sosyal ağ, blog vs. uygulamalarını ders esnasında da takip etmek, sosyal dünyalarından kopmamak istiyorlar. Tabi bu da X nesli öğretim elamanlarını çılgına çevirebiliyor. Aslında aynı anda birden çok etkinliğe dahil olmak istiyorlar. Tek bir şeye konsantre olmak onlar için sıkıcı.
X nesli genellikle disiplini sever ve aynı anda birden fazla işle meşgul olma yeteneği pek yoktur. Bu durum onları Y neslinden ayırır ve özellikle öğrenme-öğretme etkinliklerinde sorun yaşamalarına sebep olur. Böyle bir durumda, öğretim elemanları “dersi dinlemiyorsun”, “dersi dinlemeyen dışarı çıkabilir”, “ne kadar saygısızsın” gibi tepkilerle öğrencilerin derse olan ilgi ve motivasyonlarını düşürebiliyor. Uyuşmazlık da işte bu noktada başlıyor. Öğretim elemanı kapasiteli öğrencileri “tembel, işe yaramaz” gibi sıfatlarla yanlış tanıyabiliyor. Bu durum belki de onların geleceğine dahi engel olabiliyor.
Baby boomer kuşağındaki öğretim elemanları X kuşağına göre daha disiplinlidir. Yeniliklere daha zor adapte olabiliyor. Bu durum Y kuşağı ile uyuşmazlıklarını daha da arttırıyor.
Son günlerde “eğitimde sosyal ağların kullanımı” konuşuluyor. Bunun sebebi, teknolojiye meraklı Y nesli üniversite öğrencilerinin Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda günlük olarak çok sık vakit geçirmeleridir. Bu durumda, X nesli ve baby boomer sakinleri Y nesli ile sosyal ağlar aracılığıyla köprü kurabileceğini düşünüyor. Öğrencilerin kendilerini en açık olarak ifade ettikleri bir mecra olarak düşünüldüğünde sosyal ağlar, eğitim amaçlı kullanılabilir. Fakat bu durum teknolojiden uzak olan baby boomer’lar ile yeniliklere adapte olmaya çalışan x neslinin hoşuna gitmeyebiliyor.
Üniversitelerde “anlayış değişikliği” ya da “değişime adapte olma” olarak ifade ettiğimiz bir takım tutum değişikliklerine ihtiyaç olduğu kesin. Bunun yanı sıra, bazı öğretim elemanlarımızın bireysel olarak başlattığı çabaları da görmezden gelemeyiz. Ercüment Büyükşener’in “yeni medya” isimli bir konferansta anlattığı “facebook’u dersine nasıl entegre ettiği” örneği oldukça çarpıcıdır [6]. Dersinin bazı haftalarını yüz yüze bazı haftalarını ise facebook sayfasından yürüttüğünden bahsediyor. Facebook’ta yoklama aldığını, sınav yaptığını, öğrencilerin ortamdan bağımsız olarak istediği yerden derse katılım sağladığını ve hatta katılımın kayda değer oranda yüksek olduğunu söylüyor. Öğrenci görüşlerini almayı ihmal etmeyen öğretim elemanı, Y neslinden olan öğrencilerinin bu uygulamadan çok memnun kaldıklarını ve derse daha çok motive olduklarını belirtiyor.
Ayrıca, yapılan pek çok araştırmada, üniversite öğrencilerinin sosyal ağları etkin kullandıkları görülüyor. Bu konudaki bir çalışmada, üniversite öğrencilerinin sosyal ağları eğitim amaçlı kullanıp kullanmadıkları sorgulanmıştır. Buna göre, öğrenciler “okul proje/ödevleriyle ilgili araştırma yapmak” için sosyal ağları %71,9 oranında, “eğitim amaçlı grupları ve etkinlikleri inceleme” amaçlı ise %81,3 oranında kullanıyor. Ayrıca, “güncel, farklı bilgiler ve düşüncelerle karşılaşmak” için sosyal ağ kullanım oranı %89’a varmakta [7].
Sonuç olarak, gençler sosyal ağların eğitim amaçlı kullanılabileceğine inanıyor. Derslerin Facebook ortamında yürütülmesi örneğinde de motivasyonlarının çok yüksek olduğu görülüyor. Bu durumun X ve baby boomer nesillerine anlatılması gerekiyor ki; sosyal ağlar aracılığıyla öğrencileri ile aralarında köprü kurabilecekleri gerçeği her türlü gözler önüne seriliyor.
Evet, nesiller X, Y, Z olarak ayrılıyor. Hatta buna baby boomer ile sessiz kuşağı da ekliyoruz. Fakat nesillerin belirli noktalarda birleştirilmesi, hatta birleşirken aralarda geçişlerin olması insanlığın uyum içinde yaşaması için gerekiyor. Burada nesillerin özellikleri devreye giriyor. Her bir nesil eğer birbirinin özelliğini bilir ve ona göre anlayış geliştirirse uyum içinde yaşamak ancak o zaman mümkün olabilecektir.
KAYNAK
http://www.acikbilim.com/2013/09/dosyalar/nesiller-ayriliyor-x-y-ve-z-nesilleri.html - Bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine düşkünler.
-
Matamatik bulmacası
Forum: Matematik Etkinlikleri & Oyunları - Yorumlar (5)isimsiz 04-17-2018, 03:23 PM[img]webkit-fake-url://EA509589-622B-4D1A-8CB5-A2397FF08B6E/imagejpeg[/img]
-
Matamatik nedir?
Forum: Yardım Bölümü - Yorumlar (4)isimsiz 04-17-2018, 03:21 PMmatematik
ad
- 1.
biçimlerin, sayıların ve niceliklerin yapılarını, özelliklerini, aralarındaki bağıntıları tümdengelimli akıl yürütme yoluyla inceleyen ve aritmetik, geometri, cebir gibi dallara ayrılan bilim.
- 1.
-
Matamatik ile ilgili ünlü kişilerin sözleri
Forum: Matematik Etkinlikleri & Oyunları - Yorumlar (3)isimsiz 04-17-2018, 03:16 PM“İnsanlar sayılar gibidir, o insanın değeri ise o sayının içinde bulunduğu sayı ile ölçülür.”
Newton
“Matematik bilimlerin sultanıdır.”
[b]Carl Friedrich Gauss[/b]
“Matematiksel olarak gösterilemeyen hiçbir araştırma gerçek bilim sayılamaz.”
[b]Leonardo da Vinci[/b]
-
Matematik Zeka Soruları
Forum: Matematik Etkinlikleri & Oyunları - Yorumlar (1)Zeynep 04-17-2018, 11:34 AM. Bazı aylar 30, bazıları 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardır?
C1. Hepsinde, tüm aylarda 28 gün vardır.
S2. Doktorunuz size 3 hap verir ve bunları yarımşar saat arayla almanızı tavsiye ederse, ilaçların tamamını bitirmeniz ne kadar sürer?
C2. 1 Saat
S3. Gece saat sekizde yatıyorum ve yatarken guguklu saatimi sabah
dokuza kuruyorum kaç saat uyurum?
C3. Guguklu saatler gece gündüz ayrımı yapmadığı için 1 saat.
S4. 30' u yarıma bölüp 10 eklediniz, kaç etti?
C4. 70 eder, yarıma bölmek 2 ile çarpmak demektir.
S5. Bir çiftçinin 17 koyunu vardı. Sürüde salgın hastalık oldu,dokuzu ağır hastalandı, diğerleri öldü. Çiftçinin kaç koyunu kalır?
C5. 9 canlı koyun
S6. Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambası, bir gaz sobası, ve birde mum bulunan karanlık ve soğuk bir odaya girdiniz... Önce hangisini yakarsınız?
C6. Kibriti
S7. Adamın biri dikdörtgen biçiminde ve her cephesi güney manzaralı bir ev inşa ediyor. Evi kocaman bir ayı ziyaret ederse bu ayı ne renk olur?
C7. Ayı beyaz olur. Evin her cephesi güneye baktığına göre bina kuzey kutbundadır.
S8. 3 elma vardı ikisini aldım. Kaç elmam var?
C8. 2 elma
S9. Musa gemisine her hayvandan kaçar adet aldı?
C9.Sıfır, gemisine hayvan alan Nuh idi.
S10. Chicago' dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullanıyorsunuz. Pittsburgh' da 7 yolcu binip, 5 yolcu indi. Cleveland'da 8 yolcu indi,6 yolcu tuvalete gidip geldi ve 4 yeni yolcu bindi. 20 saat sonra Philadelphia' ya vardığınızda şoförün adı neydi?
C10. Şöför sizdiniz.
kaynak
http://www.matematikcanavari.net/p/zeka-sorular.html
-
1000 Den geriye sayma
Forum: Forum Oyunları - Yorumlar (1004)
-
Hakkımızda
Expert 04-14-2018, 10:43 AM
CafeMath kelime Anlamı nedir?
CafeMath matematik konuşulan yer demektir.
İçerikle isim Neden uyuşmuyor?
İsmimiz CafeMath yani matematik konuşulan yer ama içerik genel. Çünkü evrenin her alanı birbirine matematik ile bağlıdır matematik olmayan bir hayat düşünülemez.
İşiniz her ne olursa olsun matematik'e ihtiyaç duyarsınız.
En basitinden bir örnek verelim:
Diyelim ki bir alışverişe çıktınız alacağınız eşyanın fiyatını bile matematik ile anlarsınız.
Üst Yönetim
Kod:Forum kurucularına aittir.
Kod:Admin yetkisine sahip yetkililerin rankıdır.
Kod:Forumun genel işleyişinden sorumlu yetkilidir. Tüm forumları yönetebilir/düzenlenebilir
EKİPLER
Kod:Forumda belirli bir kategoriden sorumlu yetkili
Kod:Ar-Ge açılımı araştırma-geliştirme. Forumun gelişmesi adına fikir üreten yetkili gurubu.
Kod:Forumda webmaster özel kategorisi için kod hazırlayan,üreten ve paylaşan gruptur.
Kod:Forumun grafik ihtiyaçlarını karşılayan gurup.
Kod:Forumda yetkili olma yolunda yürüyen gurup.
Belli bir süre boyunca kendilerinden bir üst gruplara yardımcılık yaparlar.
Üye Rankları
Kod:Forum üyelerinin rankı.
Kod:Bayan üyelerimizin rankı.
CafeMath Puanı ile alınabilecek ranklar
Diğer Ranklar
Kod:Yetkili bir kişinin görevinden ayrıldığı zaman aldığı rank.
Kod:Forumda yapılan çekilişlerde ve forumda yetkili olmadan foruma emek verenlere verilen rank.
-
Mengücekler
Forum: Dünya Tarihi - Yorum YokExpert 04-10-2018, 06:08 PMMengücekler
Adını Mengücek Gazi'den alan Mengücekler Erzincan'da ku ruldu (1080). Topraklarna yerleşen Türk boylannikoruyarak Gürcü ve Rumlarla savaşan Mengücekler zaman içinde zayıflayarak Türkiye Selçuklu Devleti'ne bağlandı(1228) Mengücekler döneminde Erzincan büyük bir eğitim ve kültür merkezi haline geldi. Bölgeden geçen ticaret yollar sayesinde ekonomi gelişti, tarım ve hayvancılık alanlannda büyük gelişme sağlandi. Sivas'ta inşa edilen Divrigi Ulu Cami ve Darüşşifasi Mengüceklerden kalan en önemli eserdir. Eserin, birbirinden farkli bezemeleriyle göz kamaştıran dört kapısı bulunmaktadir. Mimari harikası olan bu eser, UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır.
-
Artuklular
Forum: Dünya Tarihi - Yorum YokExpert 04-10-2018, 06:08 PMArtuklular
Artuk Bey'in oğullar tarafından Diyarbakır, Mardin çevresinde kurulmuştur. Artuklular Hasanke Mardin Artuklulari (1108-1409) ve Harput Artuklulari (1112-1234) olmak üzere üç kol halinde bölgede hüküm sürdüler. Kuruldukları bölgede çok sayıda köprü, kervansaray, medrese ve cami inşa eden Artuklulardan günümüze ulaşan en önemli eserler arasinda Diyarbakir'daki Malabadi Köprüsü ve Mardin'deki Hatuniye Medresesi yer almaktadır. Bilimin gelişmesine büyük önem veren Artuklular büyük bir mucit olan Cezeri'yi çalışmalarında desteklemişlerdir.
-
Son Yorumlar
-
Forum İstatistikleri